Milyarlarca Euro değerindeki yatırım paketi kaynaklarının kullanılmasını sağlamak için Audi, geçtiğimiz yılın sonunda Eylem ve Dönüşüm Planını açıklamıştı. Yeni gelir kaynaklarına ulaşmak, maliyet yapılarını iyileştirmek ve şirketin yeni iş modellerine uyma konusundaki dönüşümünü hızlandırmak, bu planın amaçları arasında. Böylelikle yatırımın kapsamı ciddi derecede genişleyecek. 2025 yılına kadar yaklaşık 40 milyar Euro; e-mobilite, otonom sürüş ve dijitalleşme gibi stratejik alanlara yönlendirilecek. Bu yatırım, üretimin dijitalleştirilmesi için de yapılacak.
2025 yılına kadar marka, hızla birbirini izleyecek şekilde 20'yi aşkın elektrikli modeli ürün yelpazesine ekleyecek. Audi e-tron Sportback 2019 yılında piyasaya sürülecek, tamamen elektrikli ikinci otomobil olacak ve ardından Audi e-tron GT, 2020 yılında satışa sunulacak. Bunlara ek olarak, Audi 2020 yılında premium kompakt segmentine elektrikli bir model ekleyecek. Audi, 2025 yılında tamamen elektrikli ve plug-in hibrit araçlardan oluşan yaklaşık 800 bin araç satmayı hedefliyor.
Elektrikli mobiliteyle birlikte Audi, üretim konusunda bütüncül ve kaynakları koruyan bir yaklaşımı benimsiyor. Audi e-tron; Brüksel'de yüksek hacimli, CO2 nötr sertifikalı bir üretim süreciyle imal edilecek ilk premium otomobil olacak. Brüksel'in izinden giden Audi, dünya çapındaki tüm üretim tesislerini 2030 yılına kadar CO2 nötr hale getirecek.
E-tron'un piyasaya sürülmesiyle birlikte, Avrupa'daki Audi müşterileri yüksek performanslı şarj altyapısından yararlanabilecek. Audi, Ionity ortak girişimi aracılığıyla bu altyapının geliştirilmesine katkı sağlıyor. Audi e-tron'un üretim versiyonu, hızlı şarj istasyonlarında 150 kilovata kadar şarj edilebilen ilk otomobil olacak. Bu istasyonlarla birlikte elektrikli SUV, 30 dakikadan kısa bir süre içinde uzun yola çıkmak için hazır olacaktır. Söz konusu araç lityum-iyon aküsü sayesinde WLTP (Dünya Çapında Uyumlu Hafif Ticari Taşıtlar Test Prosedürü) sürüş döngüsü kapsamında 400 kilometreyi aşkın bir menzile ulaşabiliyor.
