İlk olarak küçük sınıf bir spor otomobil olarak dünyaya gelen Puma, yıllar sonra crossover olarak hayata yeniden gözlerini açıyor. Ford, yeni Puma ile Fiesta Active, Focus Active, EcoSport, Kuga, Edge ve yeni Explorer Plug-In Hybrid’den oluşan SUV ve SUV esintilerine sahip crossover ürün gamını genişletiyor. Ford Avrupa satışları içerisinde SUV’lar önemli bir paya sahip. Avrupa’da satılan her 5 otomobilden biri SUV ve 2018 yılında SUV –CUV araçların toplam satışları yüzde 18’in üzerinde arttı. 2020 yılında Türkiye’de satışa sunulması planlanan yeni Ford Puma, 2008 yılından bu yana 1,5 milyar Euro yatırım yapılan Ford’un Romanya’da bulunan Craiova Tesisinde üretilecek.
Müşteri gereksinimlerini karşılamak için geliştirilen Ford MegaBox ile iki golf çantasını dik konumda rahatça barındırabilen derin ve çok yönlü bir depolama alanı ortaya çıkıyor. Bu ek depolama alanı 763 mm genişliğinde, 752 mm uzunluğunda ve 305 mm yüksekliğinde olmak üzere 80 litrelik bir alanı kullanıma sunuyor. Bu alanla birlikte bagaja örneğin 115 cm uzunluğunda bir bitkiyi koymak mümkün. Yine bu alan üzeri kapatılarak çamurlu botlar gibi kirli nesneleri yerleştirmek için değerlendirilebiliyor. Özel gider tapası bu alanı su ile temizleme kolaylığı sağlıyor.
Yeni Ford Puma; sahip olduğu performans ile üstün sürüş keyfi sunarken yüksek yakıt verimliliğini beraberinde getiren Ford’un yenilikçi yarı-hibrit sistemini kullanan ilk model olacak. EcoBoost Hybrid teknolojisinde Puma’nın 1,0 litre EcoBoost benzinli motorunda 11,5 kW gücünde kayışla bağlantılı entegre bir marş/jeneratörü (BISG) devreye giriyor. Geleneksel alternatörün yerini alan bu sistem (BISG) fren anında oluşan ve boşa giden enerjiyi hava soğutmalı 48 Voltluk lityum-iyon bataryayı şarj etmek için kullanıyor. Sistem (BISG) aynı zamanda depolanan enerjiyi kullanarak üç silindirli benzinli motoru normal sürüş ve hızlanma anında ilave tork ile desteklemek üzere devreye giriyor. Yarı hibrit sistemin 125 PS ve 155 PS olmak üzere iki farklı güç versiyonu bulunuyor. Özellikle alt devirlerde benzinli motora kıyasla yüzde 50 daha fazla tork sunan hibrit sistem böylece daha akıcı bir sürüş deneyimi sunuyor.
Sisteme kazandırılan 50 Nm tork sayesinde benzinli motorun yakıt verimliliği WLTP normuna göre yüzde 9 iyileşiyor. Yine ilave torkun katkısıyla 125 PS’lik versiyon 5,4 lt/100 km yakıt tüketiyor ve 124 gr/km CO2 emisyon salım değerine imza atıyor. 155 PS’lik versiyon ise 5,6 lt/100 km yakıt tüketiyor ve 127 gr/km CO2 emisyon salım değerine imza atıyor.
Motoru göz açıp-kapama süresi olan 300 milisaniyede yeniden çalıştıran BISG sayesinde Puma EcoBoost Hybrid’in Otomatik Başlat –Durdur teknolojisi 15 km/s ve altındaki sürüşlerde çok daha yüksek bir yakıt verimliliği seviyesine ulaşıyor. Ford’un Otomatik Başlat –Durdur teknolojisi ayrıca Ford EcoBoost benzinli ve Ford EcoBlue dizel motor seçeneklerinde de sunuluyor. Puma’nın 125 PS gücündeki 1.0-litre EcoBoost motoru 5,8 lt/100 km yakıt tüketimi ve 131 gr/km CO2 emisyon salım değerine imza atıyor.Puma’nın 1.0-litre EcoBoost ve EcoBoost Hybrid motorlarında Ford’un sektörde bir ilk olan üç silindirli motorda silindir kapatma teknolojisi kullanılıyor. Silindir kapatma özelliği örneğin düşük hızda akıcı sürüş gibi güç gereksiniminin olmadığı durumlarda sadece 14 milisaniye içinde 1 silindiri kapatıyor ve gerektiğinde yine sadece 14 milisaniyede devreye sokuyor.