Kabul etmek gerekir ki, her üstü açık bir otomobil roadster değildir. Zaten MX-5 de sıradan bir üstü açık otomobil değil. O, roadster geleneğini sürdüren yeni nesil modern bir otomobil. Üstelik yollara çıkan ilk MX-5’e de hala sadık.
Yıl 1989. Yer Amerika. Chicago Otomobil Fuarı. Mazda, 1950 ve 1960’lara damgasını vuran küçük ve hafif İngiliz roadster geleneğine uygun küçük ve hafif bir roadster lanse etti. Mazda MX-5, bazı pazarlarda Miata olarak da biliniyor, kısa sürede gönüllerde taht kurdu. 1998 yılında ikinci, 2005 yılında üçüncü ve son olarak 2015 yılında dördüncü nesil olarak yollara çıktı. Bu süre içerisinde hem roadster geleneğine, hem de ilk MX-5’e her zaman sadık kaldı ve bu felsefe ile günbegün hayranlarının sayısını arttırdı.
İlk nesilden itibaren son derece alçak ve kompakt bir gövde, sadece sürücü ve yanındaki yolcuyu rahat ettirecek kadar, ki bu arada sürücü ve yolcuların çok da XL bireyler olmaması gerekiyor, geniş bir kabin, kompakt yapının avantajı olarak hafif bir gövde ve bunun avantajı olarak küçük hacimli bir motor ve pratik bir şekilde açılan tavan gibi özellikle adeta MX-5 ile özdeşleşti. Yol tutuştan ödün vermeyen ama rahatsız etmeyecek kadar da yumuşak olan süspansiyon sportif sürüşlere imkan tanırken konforlu bir şekilde mobil olma ve sürüş keyfinin tadını çıkartma imkanı sundu.
Tüm nesillerde ortak olan bu özellikler aynen korunuyor. Yaklaşık 30 yılda dört nesil değişmiş olsa da temel felsefesi gibi uzunluğu da değişmedi. İlk çıktığında da 4 metreyi bulmuyordu, bugün de bulmuyor. İlk çıktığında 955 kg olan boş ağırlık artan donanıma rağmen bugün 975 kg ile hala 1 ton barajının altında kalıyor. Hafif yapı yüksek güç seviyelerine gerek duymadan hafif ve kıvrak bir sürüş sunuyor. Gerçekten de pist ortamında kullanma fırsatı bulduğum yeni Mazda MX-5, sadece 1,5 litre hacimli 130 HP gücündeki motoruyla oldukça eğlenceli bit sürüş sunmayı ve her birimizi de eğlendirmeyi başardı. Sert bir otomobil kesinlikle değil. yol bozukluklarını o kadar iyi emiyor ki tedirgin olmadan pist ortamında viraj bandına gönül rahatlığıyla çıkabiliyorsun. Evet, yumuşak karakterli süspansiyon virajlarda gövdenin yana yatmasına da neden oluyor, ama hiçbir şekilde tedirgin etmiyor ve güvenle tutunmaya devam ediyor. Otomobile hakimiyet kurmak, ona hükmetmek son derece kolay. 130 HP güç de gayet yeterli. Daha fazla güç isteyenler için 160 HP gücünde bir de 2,0 litrelik motor seçeneği söz konusu. Her iki motor da atmosferik. Mazda, alternatif çözümlere geçmeden önce içten yanmalı motorların verimlilik noktasında optimize edilmesi gerektiğine inanıyor. Mazda’ya göre içten yanmalı motorların daha tutumlu ve daha çevreci olması için gidilebilecek daha çok yol var.
Mazda Mx-5’in sürüşü o kadar eğlenceli ki, konfor ve eğlenceye yönelik diğer ekipmanların hiçbir önemi kalmıyor. En azından ben donanımları incelemedim. İç mekandaki kalite algısı güven veriyor. Doğal olarak bir roadsterde olması gerektiği gibi yaşama alanı oldukça kısıtlı. 1,92 metre ile oldukça uzun olan ben sığma noktasında sınırdayım. 2 metrelik bir sürücünün bu kokpite sığması olası değil bence. Önde alışılmış konumda bir torpido gözü yok. Bunun yerine iki koltuğun sırtlıklarının arasına bir göz entegre edilmiş. Küçük ve dar bir torpido gözünden daha kullanışlı olduğu kesin. Koltuklar yan yükseltileriyle sürücünün ve yanındaki yolcunun vücudunu mükemmel kavrıyor. Öyle ki virajlarda sağa sola savrulmanın imkanı yok. Direksiyon ele çok iyi oturuyor, sürüş esnasında göstergeler çok rahat okunuyor.
Mazda, bu eğlence için 1,5 litre motor için 130 bin liradan başlayan etiket fiyatı belirlemiş. Daha güçlü olan 2,0 litre hacimli motorda ise fiyat etiketi 155 bin liradan başlıyor. Bence her bir liranın karşılığını fazlasıyla veriyor.
OSMAN YAVUZ